Sılada sılasız kaldım
Suyum garip, aşım garip.
Ben kendime gurbet oldum
İçim garip, dışım garip.
Bayram diye insem düze,
Düşman olur astar yüze.
Kattım geceyi gündüze,
Uykum garip, düşüm garip.
Temmuzda üşür gezerim
Zemheride akar terim,
Dört mevsimde derbederim.
Yazım garip, kışım garip.
Felek bir gün rahat koymaz.
Çağırsam kaderim duymaz.
Ayağım aklıma uymaz
Gövdem garip, başım garip.
Parasız kesem suç olur.
Acıkıp yesem suç olur.
Sözüm var, desem suç olur.
Dilim garip, dişim garip.
Ben bu devre nerden geldim..
Kırk parçayı bire böldüm.
Bugün doğdum, dünden öldüm..
Vaktim garip, yaşım garip.
Koştum hakikat ardına,
Yandım ayrılık derdine.
Git, bak, ölüler yurduna,
Kabrim garip, taşım garip.
Posts tonen met het label Abdurrahim karakoç.. Alle posts tonen
Posts tonen met het label Abdurrahim karakoç.. Alle posts tonen
zaterdag 22 november 2008
woensdag 5 november 2008
ÜŞÜYENLER
Bilir misin gardaş Türk illerinde
Havada yıldızlar,dağda kar üşür.
Tutsak soydaşların türkülerinde
Dört mevsim ötede bir bahar üşür.
Ezanlar buz tutmuş minarelerde!
Yaylalar dermiş ki: Töremiz nerde?
Yolların hasretle bittiği yerde
Her dağ yamacında bir mezar üşür.
Ses verir aktıkça ağlarcasına
Göl olur gözyaşları gönül tasına
Her sabah kuşların uyanmasına
Her köyün bağrında bir pınar üşür.
Kara pas bağlamış ozan dilleri
Ayıya in olmuş Bozkurt illeri.
Ulu Tanrı'sına açmış kolları
Kökü Türklük olan bir çınar üşür.
Abdurrahim karakoç.
Havada yıldızlar,dağda kar üşür.
Tutsak soydaşların türkülerinde
Dört mevsim ötede bir bahar üşür.
Ezanlar buz tutmuş minarelerde!
Yaylalar dermiş ki: Töremiz nerde?
Yolların hasretle bittiği yerde
Her dağ yamacında bir mezar üşür.
Ses verir aktıkça ağlarcasına
Göl olur gözyaşları gönül tasına
Her sabah kuşların uyanmasına
Her köyün bağrında bir pınar üşür.
Kara pas bağlamış ozan dilleri
Ayıya in olmuş Bozkurt illeri.
Ulu Tanrı'sına açmış kolları
Kökü Türklük olan bir çınar üşür.
Abdurrahim karakoç.
Abonneren op:
Posts (Atom)